Marmara Üniversitesi'nde Elektrik-Elektronik Mühendisliği seçeceklerin dikkatine!
Bu metin, ilgili üniversitenin ilgili bölümüne katılmayı düşünen arkadaşlar için bir uyarı metnidir!
Öncelikle merhaba, ben Gökhan, bahsettiğimiz bölümde bir son sınıf lisans öğrencisiyim. Bu bölüme İstanbul Üniversitesi'nden geldim. İki dönem de Polonya'da benzer bir bölümde eğitim alma şansım oldu. Yıllar oldu artık, üniversiteler ve bölümleri ile ilgili uzun uzun araştırmaların bana kattığı bilgiler oturdu, gelişti ve kök saldı. Sanırım tavsiye verebilme zamanı geldi.
Öncelikle Marmara Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği dediğimde pek tabi ki (neden pek tabi, bir şey mi ima ediyorum?) Mühendislik Fakültesi'ni kast ediyorum. Burada yazılanların tamamının altında yatan ana gerekçe ilgili bölüme gelen bir öğrencinin kesinlikle bilim insanı veya mühendis olmaya karşı sahip olduğu zirve duygunun varlığıdır. Yani, üniversite bitsin de, bir işe girip çalışayım, amaç zaten diplomanın varlığı, ha bir de iki üç şey öğrenirsem kârdır diyen bir kitleye hitap etmemektedir.
İlgili bölüme 2020 yılında girdiğimde Türkiye şartları için mükemmel ötesi kadrosu, ders anlatırken kullanılan materyal kalitesi gibi nedenlerle çok şaşkın ve bir o kadar da mutluydum. Akabindeki ik üç yıl içinde öğretim üyelerinin değişimi, müfredat değişimi ve genel politik çerçeve dolayısı ile eğitmenelerin yükleri değiştikçe eğitimdeki kalite de diğer üniversitelere yakın/benzer olmaya başladı. 2023 yılına girdiğimizde ise, ki artık ben son dönemimi okuyacaktım, hevesli bir öğrenci için yaşanılabilecek en kötü senaryo yaşandı.
Bu yazı çerçevesinde eleştirilerimi sıralayacağım. Daha önceki bir yazımda hem Marmara Üniversitesi'ndeki Elektrik-Elektronik bölümünün en iyi yanlarından, hem de bir mühendis olmanın gerçek kimliğimize olan yansımasının nasıl olması gerektiğinden bahsetmiştim.
Yenilik: Artık araştırma laboratuvarları var!
Evet, her ne kadar "ücretsiz eğitim var, askerlik uzasın" tipi öğrenciler yeni kampüsten memnun olmasalar da, bu kampüsün bize sunduğu çok önemli bir avantaj vardı: Yeni derslikler, yeni laboratuvarlar ve daha çok alan!
Öğretim üyeleri bu daha çok alanı, olması gerektiği şekilde, her iki kişiye bir laboratuvar düşecek şekilde araştırma laboratuvarı olarak belirlediler. Bu öğrencilerin de aktif olarak araştırmalara katılabileceği ve ileri akademik perspektifi lisans düzeyine indirebileceğimiz şu laboratuvar imkanlarını bize doğurdu:
- Optik Laboratuvarı,
- Kontrol and Elektrik Makineleri Laboratuvarı,
- Elektromanyetizma Laboratuvarı,
- Yarıiletkenler Laboratuvarı,
- Hesaplama Laboratuvarı,
- Bilgi İşleme Laboratuvarı,
- Dağınık Kontrol Laboratuvarı,
- Akustik Mikroelektromekanik ve Fotonik Sistemler Laboratuvarı,
- Akılı Sistemler Laboratuvarı
Gördüğünüz gibi, gayet dolu ve sayıca yeterli araştırma olanağı var gibi... Var mı, acaba?
Eleştiri: Tabela Laboratuvarlar
Maalesef ki bir laboratuvar yaratmak, en başından, pek kolay bir süreç değil. Türkiye gibi politik atmosferi bilim eğitimine ve araştırma/geliştirmeye uzak ülkelerde ise bu durum devletten fon bulmaya, bu fon ile malzeme satın almaya ve ancak o malzemelerin toplandığı yere laboratuvar demeye göre ilerliyor. Asıl olan, laboratuvarın içinde çalışanlar, genç beyinler ve üretilen akademik çalışmalar olsa da insan laboratuvarın içinin dolu dolu olmasını istemiyor değil.
Yukarıda bahsedilen araştırma laboratuvarlarının çoğu şu an öğrenci kulüplerine tahsis edilmiş durumda veya bomboş bir şekilde beklemektedirler. Bu eleştriden pek tabi ki yıllardır işleyen Akustik MEMS'i hariç tutuyorum ancak onun da durumu meçhul gibi görünüyor şimdilik.
Yenilik: Daha Fazla Elektronik Öğrenci Kulübü!
Evet, üniversiteye katıldığımdan bu yana en büyük farklardan biri de öğrenci kulüplerinin sayıca ve heyecan bakımından artmış olmasıdır. Bunun en büyük iteleyici kuvveti belki de hali hazırda öğrenci kulüpleri kültürünün oturmuş olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi öğrencilerinin Marmara Üniversitesi'ne katılmış olması olabilir, ne güzel ki biz de bu kultürden nemalanmış olduk.
Özellikle havacılık ve teknolojisi üzerine çalışan yeni öğrenci kulüpleri oldukça aktif bir şekilde devletin düzenlediği veya (duymadım henüz ama) uluslararası yarışmalara hazırlanıyorlar.
- Bilgisayar Mühendisliği Kulübü (MACSEC)
- Marmara Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Kulübü (IEEE)
- Marmara Havacılık ve Uzay Kulübü (MAHUK)
- Marmara Üniversitesi Siber Güvenlik Kulübü (MARMARASİBER)
- Marmara Üniversitesi Robot Kulübü (MUFE Robotics)
- Marmara Google Developer Student Club (GDSC Marmara)
- Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kulübü (EEMK)
Bunlar arasından MAHUK, son dönemde çıkan ve eskiden olan MACSEC ve IEEE'yi de popüleritesi ile geçerek lige oturmuş bir kulüptür.
Eleştiri: Tamamen Politik Sektörel Yönelim
Türkiye'nin geçmiş olduğu şu dönemin en önemli aktörlerinden Bayraktar ailesinin ortaya çıkardığı "havacılık" akımı, pek tabi ki bizler gibi sektörün kalbindeki elektronik mühendisleri için bir çıkış kapısı, bir avantaj olarak görülmektedir. Sorun şudur ki, hükümete bağımlı yaşayan özel sektörün yarattığı sermaye geçicidir ve popüleritesi de bir balon gibi şişirilmiştir. Özellikle öğrencilerin bu havacılık alanında kazandığı deneyimlerini diğer sektörlere uygulayabilecek olması iyi gözükse de diğer alanlardaki eksiklikleri yüzlerine kapı gibi çarpacaktır.
Öğrencilerin en yakın zamanda havacılık eğitimi/deneyimi lobileşmesine karşı yeni kulüpler ve yeni atılımlar ile diğer Elektrik-Elektronik Mühendisliği teknolojilerine de yönelmeleri gerekir. "Bunlara örnek ver kardeşim, boş konuşma!" dediğinizi duyuyorum. Yapay zeka, fotonik, akıllı şehirler, V2X alanları ilk aklıma gelenler oldu.
Yenilik: Geleceği yakalayan yepyeni bir müfredat!
Marmara Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü 2020'den itibaren yeni bir müfredata giriş yaptı. Benim dönemimle birlikte eski müfredatın dinozorlarının üniversiteden ayrılması ile yeni yetişenlerin MÜDEK'in şartlarına daha uygun bir şekilde hazırlanacağı öngörülüyor.
- Engineering Mathematics
- Introduction to Digital Signal Processing
- Electromagnetic Waves
- Fundamentals of Machine Learning
Önceki müfredatta olmayan ve yeni müfredatta olan yalnızca bu dört derstir.
Eleştiri: Artık eskilere teknik seçmeli falan yok.
Öğrenci sayısı yüzünden verilen çift gruplu dersler öğretim üyelerinin tüm zamanını çalmakta gibi gözüküyor. Hali hazırda araştırma faaliyetlerine zor vakit bulduklarını düşündüğüm (Birkaçı kesinlikle ofisinde uyuyor, hiç şüphem yok.) öğretim üyelerinden teknik seçmeli ders açılmasını beklemek vicdanı olmasa da bir öğrenci olarak geleceğimi etkileyeceği için zorunluluğumdur.
Şimdi bu başlık altında yıllardır açılmış olan teknik seçmeli derleri inceleyeceğiz. Gittikçe kalitesi düşen ve azalan ders sayısını sizin de kendi gözlerinizle görmenizi istiyorum.
Daha sonra update edilecektir, şimdilik bu kadar yeter sanırım. İyi şanslar!