Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Tavsiyeleri

7 August 2021

Bu metni Marmara Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kulübü bünyesinde, bize gelen özel sorulara verdiğim cevaplar ile oluşturdum. Buna ek olarak aynı kulüpteki eski başkanımızın ve mentörüm olan Yusuf Savaş'ın Teknoloji Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi farkları üzerine yazdığı yazısını da ekledim. Kendisinin yazdığı bölümü tırnak içinde vereceğim.


Bölümü Seçmeyi Düşünenlere Tavsiyeler

Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü; enerji, güç ve yüksek gerilim sistemlerini, kontrol teorisini, elektronik ve yarıiletken fiziğini, devreler ve sistemlerini, haberleşme tekniğini, elektromanyetizmayı ve bilgisayar sistemlerini öğretmeyi hedefleyen ve lisans mezunu olacak öğrencilerinin bu alanların birinde uzmanlaşmasını isteyen bir mühendislik bölümüdür.

Her üniversite tüm bu konuları kapsamak zorunda değildir, akademik kadro, öğrenci kültürü ve bölüm tarihi o üniversitedeki EEM'nin bazı alt alanlarından ders açılmasına sebebiyet verebilir. Bundan dolayı bölümü seçerken hangi alanda ağırlıklı eğitim verdiği dikkat edilmelidir.

Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde -benim karşılaştığım- çoğu ders ağır bir şekilde matematiği kullanıyordu ve fiziksel bilgilerin görece az olduğunu sezdim. Matematikte,

  • Lineer cebir: matrisler ve vektör uzayları ile alakalı bir dal,
  • Analiz: integral, türev ve optimizasyon yöntemlerini anlatan bir dal,
  • Vektör analizi: vektör matematiğini anlatan bir dal,
  • Kompleks analiz: sanal sayılar ile yaptığımız işlemleri kapsayan dal,
  • Ayrık matematik: graf teorisi, algoritmalar, soyut matematik konularını kapsayan bir dal,
  • Diferansiyel denklemler: birden çok türev içeren denklemleri çözmeyi ve hareket halindeki sistemleri modellemeyi öğreten bir dal
  • Olasılık ve İstatistik: olasılık teorisini ve rassal değişkenleri kullanarak deney tasarımı yapabilmeyi öğreten bir dal,

konularında eğitim görüyoruz. Bu yüzdendir ki bu bölüme gelecek kişilerin matematik dolu bir hayat geçireceklerini bilmeleri önemlidir. Üniversitede alınan her bir matematik dersi de bir sonraki dönemde illa ki kullanılacak olup savurgan bir şekilde o dersler geçilmemelidir.

Eğitim ilgi ile takip edildiğinde yüksek notlar alınabilir, etrafta duyulduğunun aksine çok zor değildir. Yüksek bir ortalama ve iyi bir deneyim ile bölümü bitirdiğinde kişi, bu dönemler tekrar yükselişte olduğu için, yurtdışında da kolayca iş bulunabilir.

Bölümüm en güzel tarafı, birçok alt alanı kapsadığı için kişinin seçeneğinin çok olmasıdır. Teorik alanda da imkanlar vardır, pratik alanda da. Genellikle müfredattaki son üç dönem uzmanlık adı altında teknik seçmeliler içerir, seçilen derslere göre kişiler bir alanda ağırlıklı eğitim alırlar. Bu alanlar sanılmasın ki birbirinden ayrı, aralarındaki farklar net değil, gridir.

Alanlaşabileceğiniz Mühendislikler

Elektrik (yurtdışındaki tabiri ile Güç) Mühendisliği, yüksek gerilim hatlarının hesaplarını (kablo kalınlığı, kar durumunda kabloda oluşacak esneme, enerjiyi trafolarda düşük gerilime dönüştürme) yapabilen, bina elektrik ve topraklama ağlarını kurabilen, yenilenebilir enerji konularında çalışabilecek ve -geleceğe yönelik bir konu olarak- smart grid tarzı sistemler yaratarak şehrin enerji harcamasını minimize edebilecek mühendislere denir. Bu mühendisler çoğunlukla bina elektriği gibi proje işlerinde bulunsa da, enerji dönüşümü de kendi alanlarına girdiği için, motorları ve elektrikli makineleri de bilmeleri gerekmektedir. Türkiye'de çok sık rastlanan (en azından benim çevrem) bu tipteki EE'cilerdir. Bu alanda uzmanlaşmak için alınacak dersler çoğunlukla matematik ve fizik alanında.

Elektronik Mühendisliği, malzemelerin elektriksel özelliklerini bilen ve bu malzemeleri devrelerinde kullanabilecek, PCB, yonga tasarımı ve kart programlanması gibi konuları bilerek endüstriyel seviyede çözümler sunabilecek, devreleri analiz edebilecek ve hata ayıklayabilecek, (matematikteki) mantık operatörleri ile devre tasarlayabilecek ve ürettiği tasarımlardaki gürültüyü uygun filtreler ile sınırlayabilecek mühendisliktir. Türkiye'de malzeme bilimine yatırım pek olmadığından genellikle gömülü sistemler (kart programlama) veya devre ve PCB tasarımı üzerine çalışmaktadırlar. Elektrik Mühendisliği ile ortak bir alanı olan Güç Elektroniği de bulunur, güç sistemlerinde kullanılacak devre ve parça tasarımı ile ilgilenir. Bu alanda uzmanlaşmak için alınacak dersler çoğunlukla fizik ile ilgildir.

Kontrol Mühendisliği, sistemlerin otomatik veya kumanda kontrolü üzerine çalışmaktadır. Bu mühendisler çoğunlukla filtreleme, geribeslemeli kontrol, yapay zeka, reinforcement learning, optimizasyon gibi alanlarda bilgiye sahip olurlar. Çoğunlukla teorik gözüken bu dalın pratik uygulamaları robotik, otomatik araç kontrolü, drone tasarmı gibi konular yer almaktadır. Türkiye'de iş imkanları çoğunlukla fabrikalardaki robotik kolları düzenleme ve ayarlama gibi alt seviyede kalmakla beraber diğer EE dallarına göre daha kısıtlıdır ancak evrimsel algoritmalar (bir sistemin kendi kendine, durum keşif yolu ile yapacağı işi öğrenmesi) gibi yeni çıkan konulardan dolayı gittikçe popülerleşmektedir.

Haberleşme Mühendisliği, görece yeni ancak gittikçe popülerleşen bir mühendisliktir. Bu mühendisler, fiberoptik ağlarını, bilgisayar ağlarını, GSM şebekelerini, radar sistemlerini, uydu-yer haberleşme protokollerini, kablolu telefon ve tv ağ tekniğini bilen, bu haberleşme sistemlerindeki hataları minimize edebilecek, sinyal işleme konusunda derin bilgisi olup görüntü ve ses işleme tekniklerine hakim olan kişilerdir. Türkiye'de iş imkanları kısıtlı değildir. Üzerinde çok daha fazla bilgim olmadığı için detaylandıramayacağım.

Bunlara ek olarak, bir elektrik-elektronik mühendisliği alt dalı da bilgisayar mühendisliği adı ile bilenen bilgisayar sistemlerdir. Buradaki kasıt teorik bir bilim olan bilgisayar bilimi değil, işlem yapan devre tasarımı, bellek tasarımı gibi çoğunlukla devre elemanlarından soyutlanmış ve mantık kapılarını (matematikteki mantık konusunu düşünebilirsin) ve boolean cebirini kullanarak bir şeyleri başaran sistemlerdir. Günümüz gerekliliklerinden dolayı hangi alt alanı çalışırsa çalışsın bir EE'ci yazılım üzerine yoğun bir mesaisi olacaktır. Müfredatlarındaki fark, BM'ciler algoritmalar üzerine ve veri depolama üzerine dersler almaktadır. Bir EE'ci bilgisayar bilimcisi değil, bilgisayar mühendisi olabilecek şekilde eğitim alacağı için Türkiye'de bulunan bilgisayar mühendisliği bölümüne alternatif değildir.

Bölümle Alakalı Olmayıp Seçim Yapacaklara Öneriler

  1. Kesinlikle sizden öncekilerin yaptığı sıralamalara göre yukarıdan aşağıya listelemeyin. Her bir üniversiteyi ve bölümü tek tek araştırın. Tarihçelerini okuyun. Örneğin (puanı düşük olsa da) Sakarya Üniversitesi'nin eskiden İstanbul Teknik'in bir kampüsü olduğunu ve bu yüzden eğitim kadrosunun çok kaliteli olduğunu biliyor muydunuz? Bu gibi detaylar çok iyi bir eğitimi ortalama bir sıralama ile almanızı sağlayabilir.
  2. Bölümünüzdeki akademik kadronun çalışma alanlarını iyi araştırın, elektronikçi olmayı isteyip de bir bölüme girip herkesin kontrolcü olması ile karşılaşabilirsiniz. Eğer isterseniz Google Scholar'daki profillerine bakarak, atıf sayılarını inceleyerek, çalıştıkları konularda ne kadar uzman olduklarını teyit edebilirsiniz.
  3. Öğretim üyelerinin eğitimlerini inceleyin, sürekli kendi çalıştığı üniversitede eğitim görmüş kişilerin farklı kültürleri tatmadığını unutmayın.
  4. Gireceğiniz bölümün daha önce çıkardığı sektörel ve akademik projeleri araştırın, hangi firmalara nasıl iş yapmışlar, danışmanlık yapıyorlar mı, öğrenin. Bölümde araştırma laboratuvarı bulunuyor mu ve ne kadar aktifler kontrol edin.
  5. Eğitim laboratuvarları diğer üniversitelerdeki imkanlara göre ne durumda olduğuna bakın. Teorik eğitimi pratiğe dönüştürmeyecekseniz sektörde istenmeyebilirsiniz. Çalışmak istediğiniz konuda laboratuvar bulunduğuna emin olun.
  6. Gireceğiniz okuldaki kulüpleri araştırın. Alanınızda nasıl kulüpler ve topluluklar bulunuyor, ne kadar faaller bir kontrol edin. Sizin gibi insanları bularak geliştirebilirsiniz kendinizi.
  7. Eğer eğitimin kaliteli olduğundan emin olmak istiyorsanız akreditasyon nedir ve seçenekleri nelerdir, araştırın. İstediğiniz bölümün akredite olup olmadığını öğrenin.
  8. Şehrinizi iyi seçin. Çok iyi bir eğitimi hiçbir kültüre sahip olmadan da alabilirsiniz, orta düzeyde bir eğitimi kültüre sahip olarak da alabilirsiniz. İstediklerinizi iyi tartın.
  9. Bölümün adı aynı olsa dahi müfredatları değişiktir. Her bölüm kendi ders listesini ve sıralamasını hazırlıyor, tek tek dersleri inceleyin ve size yakın olanı seçin.
  10. Eğer ki ERASMUS+ merakınız varsa bölüm veya üniversite websitelerinden anlaşmalı üniversiteler listesine bakmayı ihmal etmeyin.

Mühendislik Fakülteleri vs Teknoloji Fakülteleri

Bu metin her iki fakülteyi de deneyimlemiş olan bir arkadaşımız tarafından yazılmıştır. Kendisinin bilgilerine yazının başından ulaşabilirsiniz.

"Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi, Mühendislik Fakültesi farklarından bahsetmek gerekirse,
Teknoloji fakültesindeki eğitim yüzde yüz Türkçe olmakla beraber, 72 iş günü stajın yanında eğitimlerinin son yılının son dönemlerinde yaklaşık 3.5 aylık bir süre olarak iş yeri staj eğitimleri bulunuyor. Özellikle hem pratik eğitime odaklandıklarından dolayı hem de binanın getirdiği avantajlardan dolayı laboratuvar ve çalışma alanı imkanı Mühendislik fakültesine göre daha iyi kalmakta ve amaçları özel sektöre ve gerekliliğe göre mühendis yetiştirme üzerine kurulu.

Mühendislik Fakültesi'nde ise eğitim yüzde yüz İngilizce olmakla birlikte ek olarak 1 sene İngilizce hazırlık bulunuyor. Staj olarak 60 iş günü stajı bulunuyor ve zorunlu olarak iş yeri eğitimi bulunmuyor. Eğitimi ve müfredatı daha çok araştırma, geliştirme ve teorik eğitim üzerine kurulmuş durumda, şuan ise laboratuvarları ve çalışma alanı imkanı Teknoloji fakültesine göre daha kısıtlı. Ancak laboratuvar imkanları yeni kampüsün yapılması ile değişiklik gösterebilir.

Eğitim ve müfredat içeriği olarak hem hocalara hemde lablara bağlı olarak Teknoloji Fakültesinde elektrik, elektrik iletimi dağıtımı ve zorunlu verilen aydınlatma dersi ile bu konularda daha önde iken Mühendislik Fakültesinde özellikle hem programlama bazında daha çok ders verildiğinden hem de hocalara bağlı olarak bu alanda daha ileride.

İmza yetkisi arasında bir fark bulunmuyor. Mezun olduğunda veya staj, iş görüşmelerinde hangi fakültede okumuş olman ise pek bir şey fark etmiyor. Her iki fakülteden de hem farklı alanlarda hem de aynı alanlarda çok iyi yerde çalışan mezunlar var."

Ayrıca şu hocamızın videosunu sizlere tavsiye ediyorum.


Bölümü Seçtikten Sonra Tavsiyeler

Elektrik-Elektronik Mühendisliği sizin de bildiğiniz gibi birçok alt mühendisliğe sahip. Teknik üniversitelerde bu alt mühendislikler direk bölüm olarak bulunurken, diğer üniversitelerde tek bir bölüm adı altında seçmeli dersler ile belirlenir. Hali hazırda bir eğitiminiz bulunduğunu göz önüne aldığımızda yapmanız gereken ilk görev, mezuniyetinizden sonra neyin uzmanı olmak istediğinize karar vermektir. Bu uzmanlık konusu özelleştikçe eğitiminizden alacağınız verim de o kadar artacaktır. Bir örnek vermek gerekirse, "Ben ileride görüntü işleme üzerine çalışacağım!" diyen bir öğrencinin yol haritası ile "Ben elektrikli motorlara hayranım!" diyen bir kişinin yol haritası neredeyse tamamen farklı olacaktır. Buna erkenden karar vermenizi öneririm.

Daha sonra, az önceki kararınızı göz önüne alarak, geçeceğiniz üniversite ve bölüme karar vermenizi öneririm – eğer ki henüz bölümü seçmediyseniz. Çalışmak istediğiniz alandaki en iyi hocalar hangi üniversitede ise ona başvuru yapmanız en sağlıklısı olacaktır. Bu sayede açılan dersler de, araştırma laboratuvarları da, çevrenizdeki arkadaşlarınız da aynı-benzer konuda uzmanlaşacak şekilde gelecektir.

Eğer ki bugüne kadar yapmadıysanız, programlama konusunda çok tecrübe kazanmanızı öneririm. Dil bilmek ile algoritma yaratma kabiliyeti kazanmak aynı şeyler değildir, bunu göz önünde tutun. Ek olarak, bir dili dil yapan ona yazılmış kütüphanelerdir. Mümkün mertebe her alanda kütüphaneler denemiş olun, bir kütüphaneyi yaratmayı, onu çağırmayı, onun sürüm yükseltmesi/yüklenmesi için gereken paket yöneticilerini (herhangi bir dil için) öğrenin. Bir örnekten ilerleyememiz bu konuda sağlıklı olur diye düşünüyorum. Örneğin mobil uygulama tasarımı yapmak istiyorsunuz. Veritabanı tiplerini (ilişkisel, ilişkisel olmayan), işletim sistemlerini ve kütüphanelerini veya cross-platform için React Native gibi web tabanlı kütüphaneleri, telefonları bilgisayar üzerinden "debug" (hata ayıklama) etmeyi, işlemci mimarilerine göre ayrı ayrı yapılacak derleme işlemlerini ve araçlarını (...) öğrenmeniz gerekir. Bu gibi "terminolojiye" hakim olun, bir yazılım projesi aklınıza geldiğinde işin teknolojisinden değil yalnızca fikrinden korkacak kadar bilin işi.

Bu benim kişisel (diğerlerinden daha çok öznel) fikrim olsa da matematik ile barışık olun. Gördüğünüz matematiği özümseyin ve arkasını doldurun, derste öğrendiğiniz ile kalmasın. Çoğunlukla gördüğünüz matematik (denklem olur, yasa olur), uzmanlaşmak istediğiniz alanda işinize çok yarayacaktır. Yine bir örmek verirsek, ses işleme ile ilgilenenlerin Fourier dönüşümlerine olan ihtiyacı kanıksanamaz! Bunları hazır paketlerle ve hazır fonksiyonlar ile yapabiliriz, ama iyi bir mühendisin nasılı bilmesi gerekmez mi?

Artık üniversiteler, sektörel ihtiyaçlara cevap veremiyor. İşin pek söylenmeyen kısmı ise akademik ihtiyaçlara da cevap veremeyişi. Seçtiğiniz alanda sektörel konuda da akademik konuda da en son trendi düzenli takip etmelisiniz. Sektörel alan ve yenilikleri kolay bir şekilde internet üzerinden takip edilebilir. Bana kalırsa stajlar deneyim kazanmak için vardırlar, eğitim almak için değil. Bundan dolayı stajınızı çalışmayı karar verdiğiniz alanda girebildiğiniz en iyi kurumda yapmaya bakın. Orada eğitim almayı hedeflemeyin, stajdan önce gerekli her şeyi öğrenip orada yalnızca deneyim kazanmaya ve ince detaylara odaklanın. Hem daha önceden öğrenmiş olduğunuz ve proje yaptığınız bir konuda, iyi bir kurumda staj yapmak çok daha kolay olacaktır. Eğer yazılım üzerine (ki her alan artık yazılım bilgisini içeriyor) bir hedefiniz olursa GitHub veya GitLab'ınızın yeşillikler içinde olduğuna emin olun.

Akademik alan ise ileri araştırmaları zorunlu kılar. Bunun için sektörel stajdan kalan yazları hocalarınızın ofislerinde, laboratuvarlarında harcamaya bakın. Koç ve Sabancı'daki yaz araştırma projelerine katılabilirsiniz. Mezun olduğunuzda CV'nizin iki alanda da tecrübenizi gösterdiğine emin olun. Blog tutmanın, sektörde bildiğiniz şeyleri kanıtlamanın CV'nizden daha iyi yolu olduğunu düşünüyorum.

Konferans, sempozyum, eğitim yakalamakla ilgilenin. Hiçbirini kaçırmamaya çalışın çünkü bu eğitimler genelde ihtiyaç olunduğu için firmalar tarafından verilir. EEMKON ve ELECO etkinliklerine katılmaya çalışın. Eğer ki istediğiniz eğitimleri bulamadıysanız okulunuzdaki kulüpleri buna zorlayabilirsiniz. Aldığınız eğitimler yalnızca kendi alanınızda olmasın, kültürel bilginizi de arttırmanızı öneririm ben.

Tüm bunların en başında yazmam gereken ise ne yaparsanız yapın ancak ana diliniz olarak İngilizce'yi kullanın. Araştırmalarınız, ders videosu izleyişleriniz, programlamada yorum satırı yaratışınız ve belki de yazdığınız blog yazılarınız her zaman İngilizce olsun. Bu sayede tam yetkinlik kazanabilir ve yaptığınız işi global ölçekte takip edebilirsiniz.


Published in egitimlang::tr