Hakkımda (en. About)
Merhaba, ben Gökhan. Birçok konu hakkında fikir edinmeye, projeler üretmeye ve insanlığa küçük bir fayda eklemeye çalışan biriyim.
İlkokul ve Ortaokul Dönemi
Hayatıma dair anlatılarıma ilk başladığım nokta bilgisayarımdaki oyunlarımdan sıkılıp kendi oyunumu yazmaya karar verdiğim o ilkokul yıllarımdır. İnternetteki araştırmalarım sonucu bulduğum, görece kullanması kolay olan Game Maker (daha sonradan Studio da eklendi ismine) oyun motorunu kullanarak bir 2B oyun yaratmıştım. Pek tabi ki, programlama hakkında küçük bir fikri bile olmayan küçük ben, tüm kodlarını alan adını "oyun-programlama.org" olarak hatırladığım bir forum sitesindeki abilerinden ve ablalarından alıyordu.
Günün birinde yine forumda takılırken bir üye "Ya artık yeter, ver oyunu biz yazalım!" gibi bir sitemde bulunmuştu. Haklıydı. Gerçekten her şeyi kendilerine soruyordum. Bu siteme cevap vermemiştim, yaşım çok küçüktü ve öğrenmelerini istemiyordum. Velhasıl, neredeyse tüm -benden bıkmış- üyeler bu siteme dahil oldular ve Facebook'um aracılığı ile güncel fotoğraflarıma ulaşıp forumda paylaştılar. O zamanlar henüz aklım çalışmazmış herhalde. Kaç forumdan kimseye ses etmeden, kapa hesabını! Ama ben, beni kızdırmalarının ve aşağılamalarının cevabını çok ilginç bir şekilde verdim. Kendilerine bir paragraf kadar küfürlerin havada uçtuğu (ne kadar küfür ettim hatırlamıyorum, tek hatırladığım yazarken ellerimin titrediğiydi) gönderimi yazdım. Hızlıca üyeliğimi sildim ve foruma geri dönmemek üzere ayrıldım. Umarım onlar da benim hatırladığım gibi on yaşlarındaki bir çocuğun hikayesini yüz gülümseten bir şekilde hatırlıyorlardır.
Bu forum abilerine ve ablalarına olan öfkem, benim programlamayı öğrenmem konusunda fişekleyici mekanizmam oldu. Onlara ihtiyacım olmadan oyunlar yapabilmeliydim!
Uzun süre harcadığım araştırmalarım sonucunda oyun programlama kariyerine girişin benim için ağır kaçacağını, bunun yerine sürükle-bırak metodolijisine daha yakın olan VB.net ile işe başlamamın mantıklı olduğunu fark ettim. İlk programlarım genelde Internet Explorer bileşenini kullanan ve ilginç tasarımlara sahip web tarayıcıları oldu. Bu süreçte döngüler ve koşullu ifadeler gibi kavramları küçük yaşlarımda öğrenmiş oldum. Not defterlerinden internet tarayıcılarına bir çok program yazdıktan sonra bir "yönetici" olarak bunları pazarlamam gerektiğini farkındaydım. Halihazırda Bedava-sitem.org aracılığı ile birçok kez internet sayfası oluşturmuştum. İlk kişisel sayfamı (http://qokhan-kocmarli.tr.gg/) da internetten arakladığım HTML ve Flash içerikleri ile doldurmuştum. Daha sonra çalındı ama orası ayrı bir günün hikayesi!
O dönem bir web sayfası kurabilmek için hazır internet servisi aramaya başladım. FTP, HTML, CSS bana göre değildi, en hızlı şekilde en güzel tasarıma ve reklam yüzüne ulaşmaya çalışıyordum. Wix'i keşfettim. Hızlıca kendime bir web sayfası kurdum, yalandan bir marka adı uydurdum ve VB.net ile yaptığım uygulamalarımı oraya yükledim. Bu süreçler sonunda artık ortaokuldaydım. Birçok programımı kaybetmiş olsam da, web sayfalarımı kapatmış olsam da bu sahte şirketimin yazılımlarını pazarladığım sayfamı hiçbir zaman kapatmadım. 12 yaşımdaki ben, gayet de tasarımdan anlıyormuş sanki!
Bu aşamada ne oldu tam hatırlamıyorum. O yüzden liseye geçişime geliyoruz hikayemizde.
Lise Dönemi
Artık fen lisesien yerleşmiş bir öğrenci olarak kendime güvenim artmış ve yapabileceklerime olan inancımın seviyesi yükselmişti. İlk olarak HTML ve CSS öğrenmeye karar verdim ve FreeCodeCamp aracılığı ile bir kursa başladım. Güzel bir şekilde ilerledim, sertifikamı alacakken daha interaktif ve eğlenceli olduğunu düşündüğüm KhanAcademy'nin JS kurslarına geçtim. Bu sayede bilmeden de olsa internetin dünyası HTML & CSS & JS aşkına adım atmıştım.
Buralarda epey ilerlerken aynı zamanda derslerimin ve Facebook'taki "Karikatesist" sayfasının da etkisinde kalarak bilime ve din tarihine yönelik okumalar yapmaya başladım. Evrim Ağacı'nı keşfettim. Stephen Hawking'i okumayı denedim – denedim diyorum çünkü anlamadığımı hatırlıyorum. Popüler bilimin en önde savaşan neferlerinden olduktan sonra artık buna dair bir şeyler yapmak istediğimin kararını vermiştim.
Onuncu sınıfa geçtiğimde kuzenim, en yakın arkadaşımlarımdan biri, mahalleden biri ve sınıfımdan biri ile Merak Bulutu adında bir blog oluşumu kurduk. İlk defa orada büyük bir Wordpress projesine başladım, eklentileri ile tasarımı ile yepyeni bir site yarattım. Bu dönemlerde artık FTP kullanarak sunucuya dosya atmayı, ücretsiz .tk alan adı alıp bunu sunucuya bağlamayı, HTTPS için imzalar eşleştirmeyi biliyordum. Sanırım bunları o naptığımı unuttuğum yedinci sınıf ve dokuzuncu sınıf arasındaki dönemimde öğrenmiştim.
Hepimiz -en çoğu ben olmak üzere- haftalık olarak yazılar yazıyorduk (Buradan kalan birkaç yazımı Medium hesabıma ekledim daha sonraları.). Ben yazıların editörlüğünü, sitenin bakımını ve sosyal medya hesaplarının yönetimini de üstleniyordum. SEO, kullanıcı etkileşimi ve benzeri kavramlarla o zamanlarda epey bir uğraştım. Site çok tutmasa da bir ayda bin kullanıcı gibi güzel bir sayıya ulaştığımızı net bir şekilde hatırlıyorum. Bir dönem kendisine ".com" alan adı aldım ancak gerek aramızdaki görev dağılımlarının bana yük olması, gerekse yazarlarımızın artık yazı yazamayacak şekilde sorumlulukları olması (O yaşta ne sorumluluğu demeyin, lise sona gelenlerimiz vardı.) beni siteyi bir gecede –Google'a arşivletmeden– kapatmaya sevk etti.
Üniversiteye Fizikçi olma hayali ile çalışmaya başlamıştım. Bunun yanında yanlış bir şey yaparak, sanki fizik bölümünü kazanabilecek olmam kesinmişçesine, Python öğrenmeye de başladım. Ortada iki sorun vardı. Boğaziçi Üniversitesi'ni istiyordum ve bunun için çok test çözmek yerine zamanımın bir kısmını ileride yapacağım bilimsel hesaplamalarım için Python öğrenmeye harcıyordum. Buna ek olarak da Python'ı öğrenmek demek web alanından tamamen bambaşka bir alana kaymak demekti, bu yüzden önyüz geliştirme dönemime geçmek ve React/Vue/Angular öğrenmek yerine zamanımı en baştan başka bir şeye harcıyordum.
Öyle ya da böyle, bir şekilde Python'ı öğrendim. Gerçekten öğrendim, daha sonra da hazırladığım scriptleri de GitHub'ıma yüklemiştim. Ünlü kütüphanelerini, veritabanı bağlantılarını, sanal ortamlarını, paket yöneticilerini vb. işime ileride yarayacak bir çok şeyini kullanabilecek seviyeye gelmiştim. Niyetin yanlışlığından olacak ki –e tabi aklımızda yokmuş o kadar– Boğaziçini kazanamadım ve hiçbir zaman düşünmediğim "Artık ne okuyacağım?" sorusu ile karşılaştım.
electricalgorithmÜniversite Seçimi ve Üniversite Yılları
Bu döneme geldiğimde artık geçmişine bakınca bilgisayar mühendisliğini tercih etmesi gereken bir genç görüyor olabilirsiniz, haklısınız da! Maalesef ki dönemimin talihsizliği olan "her gencin popüler tercihi" Bilgisayar Mühendisliği bölümleriydi ve İstanbul'da bunu okuyabilmek benim puanım için imkansızdı. Şansımı deneyip üstlere onları yazdım tabi, yine de olmadı.
Aileme ya bilgisayar mühendisliği okurum ya da fizik, ikisi de olmazsa okumak istemiyorum, demiş olsam da babamın tavsiyesi ile Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü yazmış olduğum İstanbul Üniversitesi(-Cerrahpaşa)'yı –sonuçların açıklandığı gün– kazanmıştım.
Öncelikle şunu size üsttüne basa basa belirtmek istiyorum: Hiçbir şekilde akademik kadro, laboratuvar imkanları, eğitim müfredatı araştırmadan seçimlerimi yaptım çünkü bilmiyordum tüm bunları. Tek bir derdim vardı. O da okuyacağım şehrin İstanbul olması. Küçüklüğümden beri korktuğum, adım dahi atmak istemediğim o yan şehre gidip okumak beni Türkiye'ye, diğer bir deyişle, hayata hazırlayacak gibi geliyordu. Öyle de oldu.
Bölüme gittikten sonra bölümü biraz daha araştırma şansım bulundu. Alt anabilim dallarını keşfettim, ilerisini gördüm ve gittikçe kendimi bölüme yakın hissettim.
(...)
Devamı yemekten sonra. Afiyet olsun!
Tarih: 28/02/2022
Yer: Szczecin, Polonya